Kalça Kireçlenmesi Nedir?
Kalça eklemindeki kıkırdağın zamanla aşınmasıdır. Eklemler arasında sürtünme artar. Kalça kireçlenmesi nedeniyle hareketlerde zorlanma ve ağrı görülür. Yürüme güçleşebilir. Genellikle yaşla birlikte gelişir. Yaralanma veya fazla kilo riski artırır. Erken tanı önemlidir. Fizik tedavi, ilaç ve egzersizle kontrol altına alınabilir. İlerlemiş vakalarda cerrahi gerekebilir.
Kalça Kireçlenmesi Belirtileri Nelerdir?
Ağrı en yaygın belirtisidir. Genellikle kasık bölgesinde, kalça çevresinde ya da bazen dize vuran ağrı şeklinde hissedilir. Başlangıçta ağrı yalnızca uzun süreli yürüme veya ayakta kalma gibi aktivitelerle ortaya çıkar. İlerledikçe istirahat halindeyken bile devam edebilir. Kalça eklemi rahatça hareket edemez hale gelir. Özellikle bacak bacak üstüne atmak, çömelmek veya merdiven çıkmak zorlaşabilir. Zamanla günlük aktivitelerde zorluk yaşanabilir ve hasta yürüyüş sırasında aksayabilir. Sabahları uyanınca ya da uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkıldığında kalçada tutukluk ve sertlik hissedilir. Genellikle hareket ettikçe bu sertlik azalır ancak ilerleyen dönemlerde bu his daha kalıcı hale gelebilir.
Kalçayı hareket ettirirken sürtünmeye bağlı olarak çıtırtı veya sürtünme sesi duyulabilir. Bu ses, eklem içindeki kıkırdakların incelmesi ve kemiklerin birbirine daha fazla temas etmesinden kaynaklanır. Ağrıya ve hareket kısıtlılığına bağlı olarak kişi yürürken topallayabilir veya kalçayı korumak için farklı bir yürüyüş şekli geliştirebilir. Bu durum zamanla bel ve diz gibi diğer eklemlerde de sorunlara yol açabilir. İleri düzey vakalarda kalça ekleminde yapısal değişiklikler olabilir. Kalça hattında asimetri, şişlik ya da dışarıdan fark edilen bozulmalar görülebilir. Şişlik genellikle iltihaplanma ya da sıvı birikimine bağlıdır. Kıkırdak ve kemik yapılarındaki bozulmalar nedeniyle iki bacak arasında uzunluk farkı gelişebilir. Bu durum kişinin dengesini etkileyebilir ve bel ağrısı gibi yeni problemler doğurabilir. Hasta, yürüyüş, spor yapma veya uzun süre ayakta durma gibi fiziksel aktivitelerden hızla yorulur. Kısa sürede dinlenme ihtiyacı hisseder ve bu durum yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.
Kalça Kireçlenmesi Neden Olur?
Yaşlandıkça eklem kıkırdağı doğal olarak yıpranır ve zamanla elastikiyetini kaybeder. Bu süreç kıkırdakların incelmesine, sürtünmeye ve ağrıya yol açar. Bu yüzden kalça kireçlenmesi genellikle 50 yaş üzerindeki kişilerde daha sık görülür. Fazla vücut ağırlığı kalça eklemi üzerine sürekli ekstra yük bindirir. Bu durum, kıkırdağın daha hızlı yıpranmasına neden olur. Obezite, kireçlenmenin başlamasını hızlandıran önemli bir risk faktörüdür. Aile bireylerinde kireçlenme varsa, kişide de görülme riski artar. Genetik yapı, kıkırdak kalitesi ve dayanıklılığı üzerinde etkili olabilir. Bu da bazı insanlarda daha erken yaşta kireçlenmeye neden olabilir. Daha önce geçirilen kalça çıkığı, kırık, düşme gibi travmalar, kalça ekleminin yapısını bozabilir. Bu tür hasarlar, kıkırdak yüzeylerinin düzgünlüğünü etkileyerek zamanla kireçlenmeye neden olur.
Kalça çıkığı gibi doğuştan gelen yapısal bozukluklar, ekleme anormal yük binmesine neden olur. Bu da zamanla kıkırdakların aşınmasına yol açar. Gelişimsel kalça displazisi olan kişilerde genç yaşta bile kireçlenme görülebilir. Sürekli ayakta durmak, ağır yük taşımak, tekrarlayan hareketler yapmak kalça eklemini zorlar. Özellikle sporcularda, inşaat işçilerinde ve çiftçilerde uzun vadede kalça kireçlenmesi riski yüksektir. Romatoid artrit gibi iltihaplı romatizmal hastalıklar da kıkırdak dokusunu harap edebilir. Bu tür durumlar, yaşa bağlı olmayan erken kalça kireçlenmesine neden olabilir. Diyabet, damar tıkanıklıkları gibi bazı kronik hastalıklar kıkırdakların yeterince beslenmesini engeller. Yetersiz beslenme, kıkırdağın kendini yenilemesini zorlaştırır ve kireçlenmeyi hızlandırır. Düzenli egzersiz yapmamak ve uzun süre hareketsiz kalmak, eklemlerin esnekliğini azaltır. Hareketsizlik, kasları zayıflatır ve kalçadaki yüklenmeyi artırarak kıkırdak aşınmasına yol açar.
Kalça Kireçlenmesi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Kalça eklemini zorlayan hareketlerin azaltılması, ağrının ve iltihaplanmanın azalmasına yardımcı olur. Özellikle merdiven çıkma, ağır yük taşıma veya uzun süre ayakta durma gibi aktiviteler sınırlanmalıdır. Gerekirse baston kullanılarak kalçaya binen yük azaltılabilir. Düzenli olarak uygulanan fizik tedavi programları, kalça çevresindeki kasları güçlendirir ve eklem hareket açıklığını artırır. Germe ve esneme egzersizleri ile kalça ekleminde esneklik sağlanır. Su içi egzersizler (hidroterapi), ekleme yük bindirmeden kasları çalıştırmak için etkili bir yöntemdir. Non-steroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ağrıyı ve iltihabı hafifletmek için sıkça kullanılır. Parasetamol gibi basit ağrı kesiciler hafif vakalarda tercih edilir. Ancak bu ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
Uzun süreli kullanımda mide ve böbrek gibi organlar üzerinde yan etkiler oluşabileceği unutulmamalıdır. Fazla kilo, kalça eklemi üzerine binen yükü artırarak kireçlenmeyi hızlandırabilir. Bu nedenle sağlıklı ve dengeli beslenme ile kilo kontrolü sağlamak, tedavinin önemli bir parçasıdır. Hedef, ideal vücut ağırlığına yaklaşarak eklem üzerindeki baskıyı azaltmaktır. Kalça eklemine yapılan kortizon veya hyalüronik asit enjeksiyonları, ağrının geçici olarak hafiflemesine ve hareketin kolaylaşmasına yardımcı olur.
Kortizon iltihabı baskılarken, hyalüronik asit eklem sıvısını taklit ederek kayganlığı artırır. Ancak bu uygulamalar genellikle geçici etki sağlar. Akupunktur, ozon tedavisi ve doğal destek ürünleri gibi tamamlayıcı tıp yöntemleri bazı hastalarda rahatlama sağlayabilir. Ancak bu yöntemlerin bilimsel etkinliği sınırlı olabilir ve mutlaka uzman kontrolünde uygulanmalıdır. İleri derecede kalça kireçlenmesi, dayanılmaz ağrı, hareket kısıtlılığı ve yaşam kalitesinde belirgin düşüş varsa, kalça protez ameliyatı gerekebilir. Bu ameliyatta hasarlı eklem çıkarılarak yerine metal ve plastikten oluşan yapay bir eklem yerleştirilir. Ameliyat sonrası rehabilitasyon süreci ile hasta normal yaşamına dönebilir.